İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, son günlerde medya gündeminde tartışma yaratan bir açıklama yaptı. Netanyahu, "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi ile uluslararası kamuoyuna seslenirken, bu iddia birçok kişi tarafından soru işaretlerine neden oldu. Gazze'de yaşanan insani kriz durumu, çeşitli raporlar ve tanık ifadeleri ile boyutlandırıldığında, Netanyahu'nun açıklamaları daha da sorgulanır hale gelmektedir. Bu haberimizde, Netanyahu'nun ifadeleri ile rakamlar ve tanıkların gerçeklerini karşılaştırarak Gazze’deki durumun ne kadar acımasız olduğu konusunda derinlemesine bir inceleme yapacağız.
Gazze Şeridi, son yıllarda yaşadığı siyasi ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle büyük bir insani krizle karşı karşıya. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, bölgede yaşayanların büyük çoğunluğu gıda güvenliği açısından tehdit altındadır. Gazze’deki nüfusun %80’inin insani yardıma muhtaç olduğu açıklanırken, bu durumun temel nedenleri arasında israilli ablukalar, iç siyasi kargaşalar ve ekonomik çöküş yer alıyor. Beslenme yetersizliği, çocuklar arasında ileri derecede yaygın olup, 5 yaş altındaki çocuklarda beslenme yetersizliği oranlarının %20’ye ulaştığı raporlanmaktadır.
Netanyahu'nun "kimse açlıktan ölmüyor" ifadesini değerlendiren BM yetkilileri, bu tür bir söylemin Gazze’deki mevcut durumu görmezden gelme çabası olduğunu belirtmektedir. Gazze halkının yarısından fazlasının okula gidememesi, bu durumun ciddiyetini daha da vurgulamaktadır. Gıda eksikliği ve sağlık hizmetlerine ulaşımda yaşanan zorluklar, sosyal dokunun çökmesine yol açmakta, bu da bölgedeki genç nüfusun geleceğini tehdit eden bir unsurdur.
Gazze’de yaşayan birçok kişi, Netanyahu’nun açıklamalarına şahitlik eden bir dizi anekdot paylaşmış durumda. Örneğin, Gazze'nin kuzey kesiminde yaşayan Osman, "Herhangi bir gün gıda bulmak için bitkisel malzemeleri sokaklardan toplamak zorunda kalıyoruz" diyor. Osman’ın tanıklığı, bölgede yaşanan günlük hayatın ne kadar zor olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, bölgede birçok aile, gıda ihtiyaçlarını karşılamak adına sağlık hizmetlerinden feragat etmek zorunda kalıyorlar.
Bir başka tanık, Halid ise, "Çocuklarım açlıktan ve hastalıklarından dolayı çok zor durumda. İlaç bulmak imkansız hale geldi. Bu açıklamaların gerçek dışı olduğunu biliyoruz" diye ekliyor. Bu gibi ifadeler, Netanyahu'nun argümanlarını sorgulamakta ve Gazze’deki gerçek durumu gözler önüne sermektedir. Hükümete yakın medya organları, bu tür tanıklıkları görmezden gelirken, insani yardım kuruluşları bölgede yaşananları uluslararası platformda sert bir biçimde dile getirmeye devam ediyor.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" şeklindeki açıklaması, bölgedeki gerçeklerle örtüşmemekte. Gazze Şeridi, insani kriz, yetersiz beslenme ve hastalıklardan muzdarip bir coğrafya olarak dikkat çekiyor. Uluslararası kuruluşların, bölgedeki sivil halkın acılarını daha iyi anlaması ve bu konuda adım atması büyük bir gereklilik arz etmektedir. Gazze’deki gerçeklerin ortaya çıkması için daha fazla ses yükseltilmesi, Netanyahunun beyanlarının ardındaki gizli gerçeklerin de açığa çıkmasına yardımcı olacaktır.
İsrail hükümeti ve Netanyahu, eleştirilerin hedefinde kalmaya devam ederken, uluslararası toplumun Gazze'deki insani durumu görmezden gelmesi durumunda, bölgedeki kriz maalesef daha da derinleşecek. Bu nedenle, haberlerin ve gerçeklerin daha fazla yankı bulması, insanlık adına büyük bir önem taşımaktadır.