Son yıllarda akıllı telefonlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Günlük yaşantımızın neredeyse her alanında bizlere kolaylık sağlayan bu cihazlar, sosyal medya platformlarıyla birleştiğinde kişiliğimiz üzerinde önemli etkilere sahip olabiliyor. Ancak yapılan son araştırmalar, akıllı telefon kullanım alışkanlıklarının sadece iletişimimizi değil, aynı zamanda kişilik yapımızı da etkileyebileceğini ortaya koydu. Psikologlar, özellikle narsisizm belirtileri gösteren bireylerin telefon alışkanlıklarında dikkat çeken bazı ortak noktalar tespit etti. Bu bulgular, psikoloji dünyasında yeni bir tartışma başlattı.
Narsisizm, bireyin kendine aşırı hayranlık duyması, başkalarına karşı kayıtsız kalması ve empati yoksunluğu ile karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip bireyler genellikle kendilerini diğer insanlardan üstün görürler. Bu durum, çoğu zaman sosyal medya platformlarında kendini gösterme biçimlerine yansır. Örneğin, narsisistik kişilik özelliklerine sahip bireyler, sıkça kendi başarılarını, görünümünü veya yaşam tarzlarını paylaşma eğilimindedir. Sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarında ise sık sık ilgi çekici içerikler oluşturma çabası içinde olmaları dikkat çekicidir. Bu durum, narsisizm belirtilerinin sosyal medya kullanımıyla doğrudan ilişkilendirilebileceğini ortaya koyuyor.
Birçok psikolog ve araştırmacı, akıllı telefonların günümüz insanlarındaki narsisizm ile olan bağını incelemek için bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmalar, akıllı telefon kullanımının nasıl narsistik davranışları teşvik ettiğine dair bazı önemli bulgular sağladı. Örneğin, yüksek düzeyde sosyal medya kullanımı sergileyen bireylerin, beğeni ve yorum alabilmek için sürekli olarak kendilerini göstermek üzere içerik üretme ihtiyacı duydukları gözlemlendi. Yani, narsistik eğilimler taşıyan kişiler, sosyal medya platformlarında sürekli olarak kendilerini ön plana çıkarmak için daha çok zaman harcama eğilimindedir. Bunun yanında, telefonların sunduğu anlık ve sürekli etkileşim imkanı, bu bireylerin duygusal doyumunu artırırken, aynı zamanda kaygı ve depresyon duygularını artırma potansiyeline sahiptir.
Psikologlar, bu tür davranışların arka planında, narsisistik bireylerin başkalarının gözündeki imajlarını aşırı derecede önemsemeleri yatmaktadır. Türkiye'deki bir üniversitede yapılan bir çalışmada, sosyal medya bağımlılığı ile narsistik kişilik özellikleri arasında pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma, narsisizm eğilimleri gösteren kişilerin sosyal medyada daha fazla zaman geçirdiklerini ve bu durumun kişilik gelişimleri üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini ortaya koymaktadır.
Ayrıca, akıllı telefonların sağladığı sürekli bağlantı imkânları, bireylerde “cezbetme” ve “dış görünüm” kaygısını artırarak sağlıksız bir rekabet ortamı oluşturabilir. Sosyal medya üzerinden elde edilen beğeniler ve yorumlar, bireylerin öz değer algısını etkileyerek narsistik davranışları tetikleyebilir. Araştırmalar, bireylerin sosyal medya paylaşımlarında daha fazla üst düzey içerik ve görünüşe odaklanması durumunda, bu kişilerin genel olarak daha yüksek narsistik özellikler sergilediğini ortaya koymuştur.
Sonuç olarak, narsisizmin belirti ve işaretleri, akıllı telefon alışkanlıklarımızdan izlenebilir hale gelmiştir. Bu durum, bireylerin kişisel gelişimlerine ve sosyal ilişkilerine olumsuz etki edebilirken, narsistik eğilimlere sahip olan kişiler için alarm zili çalabilir. Akıllı telefon kullanımı konusunda farkındalık sahibi olmak ve sağlıklı sınırlar koymak, bu tür olumsuz etkilerin önüne geçmek adına önemli bir adım olabilir. Sosyalleşme, iletişim ve bağlantı için sağladığı kolaylıkların yanında, akıllı telefonların potansiyel zararlarını da dikkate almak gerekiyor.
Bireyler, akıllı telefonlarını kullanırken kendilerine şu soruları sormalıdır: Sosyal medyada ne kadar zaman geçirdiğim, beni nasıl hissettiriyor? Beğeni veya yorum alma ihtiyacı benim öz değer algımı ne ölçüde etkiliyor? Bu soruların yanıtlarını düşünmek, kişisel farkındalığı artırabilir ve narsistik eğilimlere sahip olmanın getirdiği riskleri azaltabilir. Sonuç olarak, akıllı telefonlarımızın bize sunduğu olanaklarla birlikte, kendi psikolojik sağlığımızı korumanın yollarını aramalıyız.