Kuzey Kore, teknolojinin gelişmesiyle birlikte düşmanlarından bilgi toplama yöntemlerini de güncellemeye başladı. Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla, ülke caddelerinde dolaşan doğrudan ya da dolaylı olarak istihbarat toplayan ‘cep casuslarını’ devreye soktu. Bu yeni strateji, rejim karşıtı olan kişilerin mobil uygulama ve sosyal medya kullanımları aracılığıyla tespit edilmesine olanak tanırken, aynı zamanda düşman ülkelere karşı da bilgi sızdırmayı hedefliyor. Ancak, bu yenilikçi yöntemler, Kuzey Kore’deki rejimin ne kadar çağa ayak uydurabildiğini de gözler önüne seriyor.
Öncelikle, Kuzey Kore’deki mevcut teknoloji altyapısı, dünya genelinde yaygın olan mobil iletişim sistemleri ile kıyaslandığında oldukça geri kalmıştır. Ancak son yıllarda yaşanan gelişmeler, bu durumu değiştirme çabasında olduğu izlenimini veriyor. Yetkililer, özellikle genç nüfus arasında yaygın olan sosyal medya platformlarında, istihbarat toplamak için gizli hesaplar ve botlar aracılığıyla takip mekanizmaları oluşturuyor. Bu yöntemlerin devlet politikaları doğrultusunda nasıl kullanıldığı ise oldukça dikkat çekici.
Kuzey Koreli yazılımcılar, cep telefonlarına yerleştirilen uygulamalar aracılığıyla kullanıcıların günlük aktivitelerini ve internet üzerindeki davranışlarını izliyor. Örneğin, çevrimiçi oyunlar ve mesajlaşma uygulamaları, kullanıcıların hangi içerikleri paylaştığını, kiminle iletişim kurduğunu ve kimlere karşıt görüşler taşıdığını kolayca tespit edebiliyor. Bunun yanı sıra, bu tür uygulamalarda yer alan 'algoritmalar', kullanıcıların davranışlarını analiz ederek rejim karşıtı kişilerin belirlenmesine yardımcı oluyor. Böylece, cep telefonları yalnızca iletişim aracı olmaktan çıkarak, aynı zamanda birer istihbarat aracı haline geliyor.
Kuzey Kore, gizli bilgi toplama çalışmalarını yürütürken, aynı zamanda bu sistemleri manipüle etmek için yalan bilgiler üretmekte oldukça yaratıcı yöntemler geliştiriyor. Akıllı telefonlar üzerinden yayılan sahte bilgiler, kullanıcıların zihinlerinde belirsizlik yaratmayı hedefliyor. Bu sayede, gerçek bilgiler saptırılıyor ve düşman ülkelerin yanlış sonuçlara ulaşmasını sağlamak amaçlanıyor. Düşman hatları üzerinde yanlış bilgi yayma stratejisi, Kuzey Kore’nin propaganda ve psikolojik savaş yöntemlerinden biri haline gelmiş durumda.
Son yıllarda, cep telefonları kullanarak yayılan yanlış haberler sebebiyle birçok yurttaş, kendilerini gerçeklerin ötesinde bir kurgunun içinde bulabiliyor. Bu durum, kullanıcıların hem bilgilenmesini hem de dikkatli olmasını zorlaştırıyor. Sosyal medyada dolaşan her bilginin doğruluğunu sorgulamadan yayan bireyler, bilinçli ya da bilinçsiz olarak Kuzey Kore’nin istihbarat ağına hizmet etmiş oluyorlar. Böylece, her cep telefonunun içinde bir casus barındığını söylemek de pekâlâ mümkün hale geliyor.
Kuzey Kore’nin bu yöntemleri sadece istihbarat toplamakla kalmıyor; aynı zamanda, rejimle ilgili eleştirilerin de önüne geçmek için sistematik bir engelleme mekanizması geliştiriyor. Bu kapsamda kullanılan yöntemler, zaman zaman bilinen dezenformatik stratejilerin ötesine geçiyor. Kirli geçmişten gelen bu uygulamalar, dijital ortamda benzeri görülmemiş bir deyimle ‘elektronik bir tutsaklık’ yaratıyor. Kullanıcılar, cep telefonlarını adeta bir gözetleme aracı olarak görmek zorunda kalıyor.
Sonuç olarak, Kuzey Kore’nin cep telefonu üzerinden gelişen bilgi toplama yöntemleri, hem iç hem de dış politikada oldukça stratejik bir noktadır. Düşman ülkelerle yapılan mücadelenin boyutları bu yeni stratejilerle birlikte değişirken, teknolojinin nasıl bir silah haline getirilebileceği konusundaki örnekler de artıyor. Gelecekte, bu tür cep telefonlarına dayanarak geliştirilen casusluk ve bilgi toplama stratejileri, hem Kuzey Kore hem de diğer ülkeler için ciddi tehditler oluşturacak gibi görünüyor.