Son günlerde ülkemizdeki tarihi ve kültürel varlıkların korunmasına yönelik yapılan çalışmalar, kaçak kazıların artması sebebiyle daha da önem kazanmaktadır. Kültürel mirasın korunması adına yürütülen bu mücadelede, çeşitli illerde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonlar sonucunda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bu tür olaylar, yurttaşların hem kültürel değerlerine sahip çıkması hem de yasaların uygulanması açısından büyük bir öneme sahiptir.
Kaçak kazı, yasadışı yollarla gerçekleştirilen, kontrolsüz kazı faaliyetlerini tanımlar. Bu tür faaliyetlerin motivasyonları genellikle ekonomik kazanç elde etme arzusudur. Tarihi eserlerin değerleri, bazı kişileri yasadışı yollarla bu eserleri bulmaya teşvik eder. Ancak bu süreç, yalnızca ülke ekonomisine zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda tarihsel mirasın yok olmasına da sebep olur. Kaçak kazılar, çoğu zaman uygun izinlere ve uzman denetimlerine tabi olmadan yapıldığı için, eserlerin bulunduğu yerlerin tarihsel bağlamı da aşındırılmaktadır. Bu tür faaliyetler, hem ülke tarihine hem de arkeolojik bilgilere kalıcı zarar verebilir.
Ülkemizde kaçak kazı yapmak, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre suç teşkil etmektedir. Bu kanuna göre, kayıtsız ve izinsiz kazı yapmak, üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Son günlerde, Jandarma ve Emniyet güçleri, bu konuda ciddi operasyonlar düzenleyerek, kaçak kazı yapıldığından şüphelenilen bölgelerde baskınlar gerçekleştirmiştir. Özellikle tarihi ve arkeolojik öneme sahip yerlerde yapılan kaçak kazılara yönelik bu operasyonlar, halkın duyarlılığı ve yasaların etkin bir şekilde uygulanması ile güçlenmektedir. Bu bağlamda, Valliliklerin ve Kültür Varlıkları Koruma Kurulunun işbirliği içinde hareket etmesi, ülke genelinde kaçak kazıya karşı sürdürülen mücadelenin daha etkili olmasına zemin hazırlamaktadır.
Gözaltına alınan şüpheliler, yapılan sorgulama ve incelemeler sonucunda adli makamlara sevk edilmekte ve yargı süreci başlamaktadır. Geçmişte kaçak kazı yapanların yakalanması, yalnızca uygulanan cezalarla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda toplumsal bilincin artması açısından da büyük bir öneme sahiptir. Yerel halkın bu konuda duyarlı olması, kaçak kazıların önlenmesinde en etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Toplumun bu konuda bilinçlenmesi için çeşitli kampanyalar ve bilgilendirme toplantıları yapılmakta, özellikle genç nesillere kültürel mirasın korunması ile ilgili eğitimler verilmektedir.
Sonuç olarak, kaçak kazıyı önlemek, yalnızca yasaların uygulanmasıyla sağlanamaz. Toplumun bu konuda bilinçlenmesi, eğer mümkün olursa, tarihe sahip çıkılması adına büyük bir adım olacaktır. Eserlerin kaybolması, yalnızca o ülkenin veya bölgenin kültürel değerlerini değil, aynı zamanda dünya mirasını da tehdit etmektedir. Bu nedenle, herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ve özveriyle kültürel mirası korumak için çaba göstermesi gerekmektedir.