Orta Doğu’da jeopolitik gerilimler bir kez daha tırmanıyor. İsrail'in İran’a gerçekleştirdiği son askeri hamle, uluslararası ilişkilerde önem taşıyan bir dönüm noktası olabilir. Bu saldırı, hem bölgede hem de dünya genelinde pek çok soruyu beraberinde getiriyor: Tahran, bu provokasyona nasıl bir tepki verecek? İran’ın karşılık verme stratejileri ne yönde şekillenecek? Bu haberimizde, olası senaryoları derleyerek, Tahran’ın yanıt verme şekillerini analiz edeceğiz.
İran, sıklıkla sert söylemlerde bulunsa da, bazen diplomasiye de başvurabiliyor. Ülkedeki diplomatlar, uluslararası masalarda müzakerelerin devam ettiğini göstermek için çalışacaklardır. Özellikle Avrupa ülkeleri ve Rusya ile olan ilişkilerini kullanarak, İsrail’in saldırısını uluslararası bir mesele haline getirme çabası içinde olabilirler. Bu aşamada, İran’ın BM gibi uluslararası kuruluşlarda şikayette bulunması ve bu durumu dünya kamuoyuna anlatma girişimi, olası bir strateji olarak öne çıkıyor.
İran’ın doğrudan askeri bir yanıt vermesi durumunda, sınır ötesi saldırılar gündeme gelebilir. Lübnan’daki Hizbullah ve Suriye’deki milis gruplarla olan ittifakları sayesinde, Tahran, İsrail’e yönelik ortak bir tatbikat düzenleyebilir. Bu, İsrail’in stratejik noktalarına yönelik roket saldırılarını içerebilir. Bu tür bir yanıt, sadece askeri bir ölçekte değil, aynı zamanda bölgedeki güç dengesini de etkileyebilir. İran’ın bu hamlesi, Orta Doğu’daki diğer ülkelerin de pozisyonlarını etkileyecek ve bir dizi diplomatik gerginliğe yol açabilir.
İran, ekonomik misillemeler yaparak da karşılık verebilir. Hatta, bölgedeki petrol üretimini azaltmak veya petrol fiyatlarını yükseltmek için OPEC üzerindeki etkisini kullanabilir. Bohçadaki bu strateji, uluslararası piyasaları ve dolayısıyla global ekonomi üzerinde belirgin bir etki yaratabilir. Ayrıca, İran’ın, petrol sevkiyatlarını hedef alan bir dizi eylem düzenlemesi de mümkün. Ekonomik yaptırımlar, dünya genelinde yüksek petrol fiyatlarına yol açarak diğer ülkeler üzerinde baskı oluşturabilir.
Günümüzde asimetrik savaş tarzları, geleneksel kuvvetlerle değil, siber alanla da yürütülüyor. İran, bu durumu lehine çevirerek, siber saldırılar gerçekleştirebilir. İsrail’in kritik altyapılarına yönelik siber saldırılar, İran’ın en muhtemel karşılık verme yollarından biri. Özellikle enerji, iletişim ve hava alanları gibi stratejik noktalara yapılan siber saldırılar, toplumsal huzursuzluğu artırabilir ve pek çok sektörü olumsuz etkileyebilir. Bu tür eylemler, aynı zamanda İran’ın nasıl bir asimetrik savaş yürüttüğünü dünya kamuoyuna gösterebilir.
İran, bu durumda, bölgesel rakiplerini hedef alarak, yeni bir koalisyon oluşturma çabalarına girebilir. Özellikle Irak, Suriye ve Lübnan gibi ülkelerdeki müttefikleri ile daha güçlü bir ittifak geliştirmek isteyebilir. Bu aşamada, İran’ın, Suudi Arabistan veya diğer Arap ülkeleri ile olan ilişkilerini gözden geçirmesi ve potansiyel müttefikler kazanması da oldukça önemli. Bu yeni koalisyon, hem askeri hem de siyasi alanda daha güçlü bir ses oluşturacak ve İsrail’e karşı daha güçlü bir direnç gösterebilir.
Görünen o ki, İran’ın bu duruma vereceği yanıt, dünya gündemini oldukça meşgul edecek. Hem askeri hem de diplomatik adımlar atılacağı kesin. Bölgedeki dengelerin ne şekilde şekilleneceği ise tamamen İran’ın stratejik kararlarına bağlı. Tahran’ın nasıl bir yol haritası çizeceğini zaman içinde göreceğiz. Ancak, mevcut durum, uluslararası ilişkilerdeki gerilimlerin ne denli karmaşık hale geldiğini bir kez daha ortaya koyuyor.