Göztepe Spor Kulübü taraftarlarının yakından tanıdığı Barış Şeker, geçtiğimiz yıl yaşanan talihsiz bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Bu olayın ardından açılan dava süreci, Barış'ın kaybını daha da derinleştiren bir süreç haline geldi. Türkiye'de adalet sisteminin işleyişine yönelik birçok tartışmaya yol açan bu dava, nihayetinde istinaf mahkemesinin verdiği kararla yeni bir döneme girmiş durumda. Peki, Göztepeli Barış'ın kazasıyla ilgili istinaf mahkemesinin kararı ne anlama geliyor? Bu yazıda, yaşanan olayları ve süreçte yaşanan gelişmeleri ele alacağız.
Barış Şeker'in yaşamını yitirdiği kaza, 2022 yılının Eylül ayında, İzmir'in Göztepe semtinde gerçekleşti. Barış, Göztepe taraftarları arasında sevilen bir figürdü ve birçok kişi onun yaşamında büyük bir eksiklik hissediyordu. Kaza gerçekleştiğinde, Barış'ın bulunduğu araç, dikkatsiz bir sürücünün karşısına çıkmasıyla çarpıştı. Olay yerinde hayatını kaybeden Barış'ın ailesi, durumu kabul edilemez buldu ve adalet arayışına girdi. Dava süreci başladığında, Barış'ın ailesi ve sevenleri, adaletin yerini bulmasını talep etti. Yerel mahkeme, kazanın sorumlusu olduğu iddia edilen sürücüyü cezalandırdı. Ancak, verilen ceza birçok kişi için yetersiz kaldı. Barış’ın ölümünün ardından, tutukluluk sonrası mahkeme, sürücüye verilen cezanın hafif olduğu gerekçesiyle itirazlar oluştu. Dolayısıyla, kazanın sorumlusunun cezasının arttırılması talebiyle istinaf mahkemesine başvuruldu.
İstinaf mahkemesine giden süreç, Barış'ın yakınları ve taraftar grupları tarafından dikkatle takip edildi. Yapılan tüm itirazların ardından, istinaf mahkemesi 2023 yılının Ekim ayında, yerel mahkemenin kararını onadı. Ancak, barış sevenlerinin ve toplumun bir kesiminin bu karara tepkisi, büyüyerek devam etti. Bu duruma gelen eleştiriler, Türkiye'deki adalet sisteminin etkinliği hakkında daha geniş tartışmalara yol açtı.
Mahkeme kararını açıkladığında, birçok Göztepe taraftarı ve Barış'ın dostları olayın basın toplantısında bir araya gelerek toplumsal bir dayanışma sergiledi. Olayın adalet arayışını simgelemesi açısından büyük bir anlam taşıdığı vurgulandı. Göztepe taraftar grubu, "Barış için adalet!" sloganı ile kişisel kayıplarının, adaletin sağlanmadığı sürece süreceğini belirtti. Bu durum, kazanın arkasındaki trajedinin, sadece Barış'ın ailesini etkilemeyip, birçok insanı derinden etkileyen bir hale geldiğini gösterdi.İstinaf mahkemesinin verdiği karar, toplumda adalet sistemine karşı bir güven kaybına neden oldu. Peki, bu durum, Türkiye'deki trafik kazaları ve buna bağlı adalet süreçlerine nasıl yansıyacak? Süreç ilk başlarda yavaş ilerleyebilir; ancak Göztepeli Barış için yapılan adalet arayışı, toplumda bir lesi etki bırakmış durumda. Bu süreç, kazaların ardından insanların haklarını aramak için ne denli cesur olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Yaşanan bu olayların ardından, Barış'ın ailesi, sokakta adalet arayışını sürdürme kararlılığı sergilemekte. Olayla ilgili daha fazla açığa kavuşturulmayı bekleyen detaylar olsa da, herkesin gözleri Göztepe taraftarlarının ve Barış'ın ailesinin vereceği kararda. Trafik kazalarındaki adalet arayışı, hem Göztepe camiasını hem de genel olarak Türkiye toplumunu derinden etkilemiş ve adaletin nasıl sağlanacağı konusunda yeni fikirlerin oluşmasına vesile olmuştur.
Sonuç olarak, Göztepeli Barış'ın hayatını kaybettiği trafik kazasının ardından verilen istinaf kararı, birçok insan için yalnızca bir dava sonucundan daha fazlasını ifade ediyor. Bu davanın, Türkiye'nin adalet sistemi üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak, toplumsal bilincin artması bağlamında atılan bir adım olarak değerlendirilebilir. Barış'ın hatırası, adalet arayışı içinde yaşamaya devam edecek ve bu süreçte herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği bir kez daha hatırlanmış oldu.