ABD basınında yer alan son haberlere göre, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun 2024 yılında İran'a karşı bir saldırı kararı aldığı ileri sürüldü. Bu iddialar, bölgedeki gerginliği artırırken, uluslararası siyasette de önemli yankılar uyandırdı. ABD'li bazı haber kaynakları, Netanyahu'nun İran'a yönelik askeri bir operasyon için planlarını yapmaya başladığını ve bu saldırının nedenlerini detaylandırdı. İddialara göre, Netanyahu’nun hedefleri arasında İran nükleer programını etkisiz hale getirmek ve bölgedeki İran destekli gruplara karşı daha sert bir tutum almak yer alıyor.
Netanyahu, yıllardır İran'ı "Siyonizm'in en büyük düşmanı" olarak tanımlıyor. İran'ın nükleer silah geliştirme çabalarının, İsrail'in ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduğunu savunan Netanyahu’nun, ABD ve müttefikleri ile birlikte hareket etme planları yaptığı belirtildi. Uzmanlar, İsrail’in bu saldırıyla birlikte hem İran'ı zayıflatmayı hem de Syrian Hezbollah gibi gruplara yönelik desteklerini hedef almayı planladığını ifade ediyor. Stratejik açıdan bakıldığında, Netanyahu’nun amacı yalnızca İran’ı hedef almak değil, aynı zamanda bölgedeki diğer müttefikleri, özellikle Suudi Arabistan gibi ülkelerle olan ilişkileri de güçlendirmek. Bu tür bir askeri hamlenin, sadece İran'ı değil, aynı zamanda ABD'nin Orta Doğu’daki stratejisini de etkileyeceği öngörülüyor.
İran üzerindeki bu olası saldırı kararının ardından, uluslararası arenada büyük bir huzursuzluk yaşanması bekleniyor. İran hükümeti, Netanyahu'nun bu niyetinin savaş çığırtkanlığı olduğunu vurgularken, karşı saldırılar için hazırlık yapacaklarını duyurdu. Ayrıca, Rusya ve Çin gibi ülkelerin, İran'ın yanında durarak uluslararası hukuka aykırı bir eylemi engellemeye çalışacağı ifade ediliyor. ABD ve Batılı ülkelerin ise, Netanyahu’nun planlarına nasıl bir tepki vereceği konusunda belirsizlik devam ediyor. Bu bağlamda, Biden yönetimi'nin, bölgedeki müttefikleriyle birlikte muhtemel bir çatışmayı önleme çabalarına hız vermesi gerektiği öngörülüyor.
Gelişmeler ışığında, Netanyahu'nun kararının yalnızca askeri bir strateji değil, aynı zamanda iç siyasette de bir baskı aracı olarak kullanılabileceği yorumları yapılıyor. Son yıllarda, özellikle iç politikada zayıflayan Netanyahu, bu tür hamlelerle destekçi kitlesini yeniden canlandırmayı hedefliyor. Ancak bu durum aynı zamanda, bölgedeki huzursuzlukları ve olası bir savaş ortamını da beraberinde getirebilir.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun İran'a yönelik saldırı planları, Orta Doğu'daki dengeleri alt üst edebilir. Şu an için iddialar düzeyinde kalan bu durum, ilerleyen günlerde şekillenecek politikalarla daha somut bir hale gelebilir. Hem iç hem de dış politikada önemli sonuçlar doğurabilecek bu gelişmeler, çoğu gözlemci tarafından dikkatle takip ediliyor. Henüz köklü bir bilgi olmamakla beraber, bu olası saldırının, Orta Doğu'daki tüm aktörler için artan bir belirsizlik yaratacağı aşikardır.